Güler’den Önemli Açıklamalar: Bıden Cumhurbaşkanımız ile Yaptığı Görüşmede ‘En Kısa Sürede Kongreye İletme Hazırlıklarını Yaptım’ Dedi.

MANSUR ÇELİK

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, ABD’den 40 adet F-16 Blok Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti alımı sürecini takip ettiklerini ve ABD ile teknik toplantıların tamamlandığını belirterek, “Ancak bir an evvel olumlu ve somut adımlar atılarak sürecin başlatılmasını beklediğimizi de muhataplarımıza iletiyoruz. Bu konuyla ilgili dün Sayın Cumhurbaşkanımız, ABD Başkanı Biden ile bir telefon görüşmesi yaptılar. Başkan Biden da ‘Bunu en kısa sürede kongreye iletme hazırlıklarını yaptım’ diyerek ifade etmiş. Tedarik sürecinde en önemli husus müttefiklerin birbirine yaptırım uygulamamasıdır” dedi. Güler, 10 Kasım’da Tuzla Piyade Okulu’nda yaşanan olaya dair ise, “Bu olay sonucu hepsi geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız. Sorumlu görülen yöneticiler de görevden uzaklaştırıldı. Bu aşamada olayı yanlış yerlere götürecek yorumlardan kaçınmalı ve adli sürecin sonuçlanması beklenmelidir” açıklamasını yaptı.

Milli Savunma Bakanı Yaşar Güler, basın kuruluşlarının Ankara Temsilcileri ile bugün Bakanlık’ta yıllık değerlendirme toplantısı yaptı. Güler, sunumunun ardından soruları da ayrıntılı olarak yanıtladı.

Savunma ve güvenliğe yönelik faaliyetlerin takibi, tezlerin iyi anlaşılması, iç ve dış kamuoyuna doğru anlatılması ve dezenformasyona karşı mücadele edilmesinin önem taşıdığını belirten Bakan Güler, “Tüm faaliyetlerimizi büyük bir şeffaflık içinde icra ederken faaliyet alanlarımıza ve gelişmelere ilişkin kamuoyunu sizlerin aracılığıyla ilk elden bilgilendirmeyi sürdüreceğiz” dedi.

“1 OCAK’TAN BUGÜNE KADAR IRAK VE SURİYE’NİN KUZEYİ DAHİL 2 BİN 84 TERÖRİST ETKİSİZ HALE GETİRİLMİŞTİR”

Bakan Güler, sunumunda özetle şunları söyledi:

“Son dönemdeki siyasi, askeri, sosyo-kültürel, ekonomik ve toplumsal alanlarda meydana gelen çok yönlü ve karmaşık gelişmeler, özellikle savunma ve güvenlik konusunu her zamankinden daha önemli kılmaktadır. Bu süreçte Türkiye, Sayın Cumhurbaşkanımızın liderliğinde tüm gelişmeleri yakından takip etmekte, proaktif davranarak savunma ve güvenliğimize yönelik gerekli tüm tedbirleri de almaktadır. Asil milletimizin desteği ve devletimizin sahip olduğu imkanlarla, bölgesinde ve dünyada etkin ve güçlü bir ordu konumunda olan Türk Silahlı Kuvvetlerimiz ile; hudutlarımızın güvenliğinin sağlanmasından terörle mücadeleye, mavi ve gök vatanımızdaki hak ve menfaatlerimizin korunmasından uluslararası barış ve istikrara katkı sunmaya kadar, üstlendiği tüm görevleri başarıyla yerine getirmektedir. Güçlenen ve büyüyen Türkiye’nin güvenliğinin artık kendi sınırlarının ötesinde başladığı gerçeğini herkes görmeli ve kabullenmelidir. Bugün Türkiye Cumhuriyeti; bölgesinde huzur, güven ve istikrarın merkezi olarak gıpta ile takip edilmekte, kritik bölge ve coğrafyalarda getirdiği çözüm önerileri ile barış ve istikrara önemli katkılar sağlamaktadır.

Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; tehditleri sınırlarımıza dayanmadan, kaynağında bertaraf etmeyi öngören dinamik ve proaktif savunma ve güvenlik stratejimiz çerçevesinde, terörle mücadelesini başarıyla sürdürmektedir. İcra ettiğimiz operasyonlarla, bölücü terör örgütü yurt içinde bitme noktasına gelirken, sınır ötesinden ülkemize yönelik saldırılar da bertaraf edilmiş, sınırlarımızda kurulmak istenen terör koridoru da parçalanmıştır. Bu kapsamda, 1 Ocak’tan bugüne kadar Irak ve Suriye’nin kuzeyi dahil; 2 bin 84 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Özellikle, son 4 ayda icra ettiğimiz Irak ve Suriye’nin kuzeyindeki terör hedeflerine yönelik bir kısmında karadan ateş destek vasıtalarının da kullanıldığı etkili ve kapsamlı hava operasyonları ile toplam bin 110 hedef imha edilmiş, 820 terörist etkisiz hale getirilmiştir. Böylece teröristlere ağır bir darbe indirilerek kararlılığımız gösterilmiştir.

“YIL İÇERİSİNDE 122 TERÖRİST TESLİM OLMUŞTUR”

Kararlı operasyonlarımız neticesinde teslim olmalar artmış, yıl içerisinde 122 terörist teslim olmuştur. Bugün operasyon yapmayı dahi akıllarından geçiremeyen, sözde kale dedikleri mağaralardan kafalarını çıkaramayan ve sıkışıp kalan teröristler için tek çıkış yolu, Türk adaletine teslim olmaktır. Tüm bu faaliyetlerimizle ilgili bir kez daha hatırlamakta yarar var. Suriye ve Irak’taki tüm operasyonlarımız; Birleşmiş Milletler Antlaşması’nın 51’inci maddesinden doğan meşru müdafaa haklarımız doğrultusunda Komşularımızın egemenlik haklarına ve toprak bütünlüğüne saygılı olarak, masum sivillerin, dost unsurların, tarihi ve kültürel varlıklar ile çevrenin zarar görmemesi için her türlü tedbir alınarak icra edilmektedir.

PKK/KCK, PYD/YPG ve DEAŞ’ın Suriye ve Irak’taki tüm unsurları, bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da meşru hedefimizdir. Kim, nasıl destek verirse versin, ne şekilde eğitirse eğitsin tek hedefimizin teröristler olduğunu bir kez daha vurgulamak istiyorum. Bugün bazı müttefiklerimizce kullanılan; benim işime yarayan, bana dokunmayan terörist yaşasın anlayışı sakıncalı, tek taraflı ve tehlikelidir.

Terörle mücadelede elde edilen başarılarda en büyük paya sahip olan aziz şehitlerimizi ve ebediyete irtihal eden kahraman gazilerimizi rahmet ve minnetle anıyor; bugüne kadar terörle mücadelede emeği geçen, katkı sağlayan bütün devlet büyüklerimize, komutanlarımıza, Türk Silahlı Kuvvetleri personeline teşekkür ediyor, saygı ve şükranlarımı sunuyorum.

“SURİYE’NİN TOPRAK BÜTÜNLÜĞÜNÜ DESTEKLİYORUZ”

Suriye’de hayatın normalleşmesine yönelik insani yardım ve altyapıyı destekleme faaliyetlerimiz devam etmektedir. Amacımız, Suriye’de 2254 sayılı Birleşmiş Milletler Güvenlik Konseyi Kararı temelinde siyasi bir çözüme ulaşılmasıdır. Bir kez daha hatırlatmak isterim ki, Suriye’nin toprak bütünlüğünü destekliyoruz. Bölgede kalıcı barışın sağlanması amacımız doğrultusunda diyalog, temas ve koordinasyona yönelik çalışmalarımızı da sürdüreceğiz. Kapsayıcı bir Anayasa’nın kabulü, serbest seçimlerin yapılması, sınır güvenliğimizin sağlanması sonrası biz de herkes gibi gereğini yapacağız.

“1 OCAK’TAN İTİBAREN HUDUTLARIMIZDA 199 BİN 898 KİŞİNİN GEÇİŞİ ENGELLENMİŞTİR”

1 Ocak’tan itibaren hudutlarımızda 199 bin 898 kişinin geçişi engellenmiş; yakalanan 13 bin 156 düzensiz göçmen ile 410’u FETÖ olmak üzere 590 terörist kolluk kuvvetlerine teslim edilmiştir. Bütün bu fedakarlık ve başarıya rağmen, daha önce de karşılaştığımız gibi farklı ülke ve zamanlarda çekilmiş stok görüntülerle iddialar ortaya atılıyor, dezenformasyon oluşturuluyor. ‘Hudutlarını namusu bilen’ Türk Silahlı Kuvvetlerimiz; bugüne kadar olduğu gibi bundan sonra da sınır güvenliğimizde etkin tedbirler almaya ilgili bakanlık ve kamu kurumları ile koordineli olarak çalışmaya devam edecektir. Sınırlarımızda alınan tedbirleri ve yapılan çalışmaları yerinde görmek isteyenleri ağırlamaktan memnuniyet duyacağımızı da bir kez daha ifade etmek istiyorum.

“TEMENNİMİZ ÇATIŞMALARIN DERHAL SONLANDIRILARAK KALICI ATEŞKES İLAN EDİLMESİDİR”

İsrail ve Filistin arasında yaşanan çatışmaları yakından takip ediyoruz. Gazze ile ilgili ilk günden bu yana sergilediğimiz insani ve adaletli tutumumuzu sürdürüyoruz. 12 Ekim’de Brüksel’de gerçekleştirilen NATO Savunma Bakanları Toplantısı’nda, İsrail Savunma Bakanın VTC ile katıldığı Gazze’deki çatışmalara ilişkin düzenlenen özel oturumda İsveç dahil 30 ülke Hamas ile ilgili en şiddetli ifadelerle açıklamalar yaptılar. Toplantıda sadece biz, şu anda da sergilediğimiz vicdani ve adaletli yaklaşımı ortaya koyduk. O günkü duruşumuz bugün de değişmedi. Ancak o zaman aceleci ve yanlı açıklama yapan ülkelerin her geçen gün bizim tutumumuza yaklaştığını da görüyoruz. Uluslararası hukukun ihlal edilerek çoğunluğu bebek, çocuk ve kadınlardan oluşan binlerce masum sivilin katledilmesi vahşet boyutuna ulaşan bir savaş suçu ve daha da acısı bir insanlık suçudur.

Beklenti ve temennimiz; çatışmaların derhal sonlandırılarak gecikmeksizin kalıcı ateşkes ilan edilmesi, insani yardımların kesintisiz ve yeterli şekilde Gazze’ye ulaştırılması iki devletli çözüm temelinde, adil ve kalıcı bir barışa yönelik sürecin de başlatılmasıdır. Filistin meselesi adil bir sonuca kavuşturulmadan bölgemizde kalıcı bir barışın mümkün olamayacağını da her fırsatta dile getiriyoruz.

“HASTA VE REFAKATÇİLERDEN OLUŞAN TOPLAM 317 GAZZELİ KARDEŞİMİZİ ÜLKEMİZE GETİRDİK”

Gazze’ye yönelik yardımlarımız kapsamında Sağlık Bakanlığımız ve ilgili kurumlarla koordineli olarak bugüne kadar 13 uçak ile 225 tondan fazla insani yardım malzemesini bölgeye ulaştırdık. Çoğunluğu acil tedaviye ihtiyaç duyan hasta ve refakatçilerden oluşan toplam 317 Gazzeli kardeşimizi ise ülkemize getirdik.

“YUNANİSTAN İLE TARİHİ BİR DÖNEMDEN GEÇTİĞİMİZE İNANIYORUZ”

Yunanistan ile aramızdaki ilişkilerin geliştirilmesinde tarihi bir dönemden geçtiğimize, çözüm odaklı bir yaklaşım ile dürüst ve yapıcı bir ilişkinin iki ülkenin de yararına olacağına inanıyoruz. 13 Kasım’da Ankara’da icra edilen Güven Artırıcı Önlemler Toplantısı, Yunanistan ile ilişkilerimizi daha da geliştirmek için güzel bir fırsat olmuştur. Bu vesileyle, iki yıldan fazla bir süredir ara verilen ‘heyetler arası görüşmeler’ tekrar başlatılarak görüşmelere önümüzdeki sene de devam edilmesine yönelik görüş birliğine varılmıştır.

Ayrıca, Güven Artırıcı Önlemlerin uygulanmasını kolaylaştırmak için bir İletişim Noktası (Point of Contact) Mekanizması kurma kararı da alınmıştır. Yine, 7 Aralık’ta Yüksek Düzeyli İşbirliği Konseyi toplantısının 5’incisi kapsamında Sayın Cumhurbaşkanımız liderliğinde iki ülke adına önemli bir adım daha atılmıştır. Görüşmelerimizde ağırlıklı olarak Ege’de gerginliğin azaltılması, diyalog kanallarının açık tutularak sorunların iyi komşuluk ilişkileri ve müttefiklik ruhu çerçevesinde çözümü konuları ön plana çıkmıştır. İki ülke arasında imzalanan Atina Bildirgesi çerçevesinde de iyi komşuluk ilişkileri, diyalog ve pozitif gündemle süreci devam ettirmeyi hedefliyoruz. Tabii, barışçıl bir çözüm için çaba gösterirken milli menfaatlerimizden asla taviz vermeyeceğimizi ve bu konuda kararlılığımızın tam olduğunu da özellikle vurgulamak isterim.

Kıbrıs meselesinin, Kıbrıs Türk halkının meşru çıkarlarını ve güvenliğini teminat altına alacak şekilde bir an önce çözüme kavuşturulması, ülkemizin en önemli önceliklerinden birisidir. Ada’da tek ve kesin çözüm; Kıbrıs Türk halkının egemen eşitliği ve eşit uluslararası statüsünün tescil edilmesidir.

“AZERBAYCAN VE ERMENİSTAN ARASINDA BAZI SOMUT GÜVEN ARTIRICI ADIMLARIN ATILMASI KARARINDAN MEMNUNİYET DUYUYORUZ”

Kafkasya’da güvenlik ve huzurun tesisi Azerbaycan ve Ermenistan arasında kapsamlı ve kalıcı bir barış antlaşmasından geçmektedir. Buna yönelik samimi çabaları destekliyor, bir an evvel olumlu bir şekilde neticelenmesini de arzu ediyoruz. Geçtiğimiz günlerde alınan iki ülke arasında bazı somut güven artırıcı adımların atılması kararından memnuniyet duyuyoruz. Diğer yandan, 27 Kasım’da Bakü’de Azerbaycan ve Gürcistan ile askeri ve güvenlik konuları dahil olmak üzere geniş bir yelpazede, üç ülkenin de ortak yarar ve beklentilerine hizmet eden Üçlü Savunma Bakanları 10’uncu Toplantısı’nı da gerçekleştirdik.

Bugüne kadar 15 binden fazla Libyalı personele eğitim, yaklaşık 37 bin kişiye de sağlık desteği verdik. Amacımız; toprak bütünlüğünü ve siyasi birliğini sağlamış; barış, huzur ve istikrar içerisinde yaşayan ‘Tek ve Birleşik Libya’nın oluşumuna katkıda bulunmaktır. Bu konuda yoğun gayretler sarf ettiğimiz de bilinmelidir. Kasırga felaketi nedeniyle uluslararası yardım çağrısında bulunan Libya’ya yardım elini uzatan ilk ülke olarak uçak ve gemilerimizle gerekli destek ve yardımları ulaştırdık. Uzattığımız bu yardım eli, Libya’nın doğusu ile ilişkilerimizin gelişmesine ve böylece Tek Libya faaliyetine de katkı sağlayan önemli bir adım olmuştur.

“MONTRÖ BOĞAZLAR SÖZLEŞMESİ’Nİ DİKKATLE, SORUMLU VE TARAFSIZ BİR BİÇİMDE UYGULUYORUZ”

Ukrayna’nın toprak bütünlüğünün korunması gerektiğini her seviyede ve her platformda dile getiriyoruz. Temennimiz, tüm dünyayı etkileyen bu savaşın bir an önce son bulmasıdır. Yine, ülkemizin koordinasyonunda hayata geçirilen ve etkinliğiyle tahıl krizinin aşılmasına büyük katkı sağlayan Karadeniz Tahıl Anlaşması’nın, yeniden aktif hale gelmesi için de girişimlerimizi sürdürmeye devam ediyoruz.

Türkiye olarak Karadeniz’deki dengeyi sağlayan Montrö Boğazlar Sözleşmesi’ni dikkatle, sorumlu ve tarafsız bir biçimde uyguluyoruz ve uygulamakta da kararlıyız. Karadeniz’deki mayın tehlikesine karşı ülkemiz öncülüğünde başlatılan ‘Üçlü Girişim’ kapsamında Türkiye, Bulgaristan ve Romanya heyetlerinin yer aldığı Karadeniz Mayın Karşı Tedbirleri Görev Grubu Toplantısı’nın 3’üncü turunu 22-23 Kasım’da Bakanlığımız ev sahipliğinde gerçekleştirdik. Ayrıca 11 Ocak 2024 tarihinde üç ülkenin Savunma Bakanlarının katılımı ile İstanbul’da imza töreninin yapılmasını da planlıyoruz.

“İSVEÇ’İN ÜYELİĞİ İLE İLGİLİ SON KARARI TBMM VERECEKTİR”

NATO görevleri kapsamında Kosova’daki Barışı Destekleme Harekatına yüksek seviyede katkılarımızı da sürdürüyoruz. 10 Ekim’de devraldığımız Balkanlar’daki en büyük NATO Misyonu olan NATO Kosova Gücü (KFOR) Komutanlığı görevini şeffaf ve tarafsız şekilde başarıyla yerine getiriyoruz. KFOR Komutanlığının yanı sıra, bu yıl NATO Mukabele Kuvveti Deniz Unsur Komutanlığı görevini üstlenirken, 3’üncü Kolordumuz da halen NATO Muharip Kolordu Karargahı görevini yürütmektedir.

NATO’nun aktif ve yapıcı bir üyesi olmaya devam ediyoruz. Bunu Finlandiya’nın üyeliğinde bir kez daha gösterdik. İsveç konusunda ise yapılan yasal değişiklikler tek başına bir anlam ifade etmiyor. Bizim için önemli olan somut ve uygulamaya dönük adımlar atılarak taahhütlerin yerine getirilmesidir.

İsveç’in NATO’ya katılım protokolü Sayın Cumhurbaşkanımız tarafından imzalanarak TBMM’ye sevk edilmiştir. Üyelik ile ilgili son kararı TBMM verecektir.

“1 OCAK’TAN İTİBAREN TOPLAM 85 TATBİKAT BAŞARIYLA İCRA EDİLMİŞTİR”

1 Ocak’tan itibaren 21’i NATO, 15’i Milli, 33’ü Davet ve 16’sı Özel olmak üzere toplam 85 tatbikat başarıyla icra edilmiştir.

2023 yılında; Kara Kuvvetlerimiz; 10 bölgede aynı anda harekat icra etmiş, etmektedir. Deniz Kuvvetlerimiz; 122 bin 567 saat seyir gerçekleştirmiş, Hava Kuvvetlerimiz; 65 bin 118 sorti/ 103 bin 125 saat uçuş/ nakliye-ulaştırma uçakları ile de 12 bin 114 sorti icra etmiştir

Kardeş, dost ve müttefik 88 ülke ile Askeri Çerçeve Anlaşması, 63 ülke ile Askeri Eğitim İş Birliği Anlaşması imzalanmıştır. Ayrıca, 47 ülke ile Askeri Çerçeve Anlaşması ve 13 ülke ile de Askeri Eğitim İş Birliği Anlaşması imzalanmasına yönelik müzakere süreci devam etmektedir. Askeri Yardım anlaşmaları kapsamında ise bugüne kadar 20 ülke ile Askeri Mali İş Birliği Anlaşması ve 30 ülke ile Nakdi Yardım Uygulama Protokolü imzalanmıştır.

“FETÖ İLE MÜCADELEMİZ, İLTİSAKLI TEK BİR PERSONEL KALMAYINCAYA DEK TAVİZSİZ BİR ŞEKİLDE DEVAM EDECEKTİR”

Elde edilen bilgi ve belgeler doğrultusunda FETÖ ile mücadelemiz, büyük bir hassasiyetle devam etmektedir. Hain örgütle mücadelemiz, iltisaklı tek bir personel kalmayıncaya dek tavizsiz bir şekilde ve kararlılıkla devam edecektir.

Halihazırda Milli Savunma Üniversitesi Müşterek Harp Enstitüsünde eğitim öğretim tüm öğrenciler için (dost/müttefik ülkeler dahil) Türkçe olarak verilmektedir. Ancak, gelen yoğun talepler üzerine Türkçeye ilave olarak anılan eğitimin İngilizce olarak da ayrı bir seminer halinde verilmesi için çalışmalarımızı başlatmış bulunuyoruz. Söz konusu seminer dersleri 2024 yılı başından itibaren verilmeye başlanacaktır.

Askeralma faaliyetlerimiz ise, 2019 yılında yürürlüğe konulan Kanun çerçevesinde sürdürülmektedir. Söz konusu Kanun hükümlerinden, yürürlüğe girmesinden bugüne kadar 2 milyon 817 bin 600 kişi askerlik yaparken, 641 bin 544 kişi de Bedelli Askerlik Uygulamasından kişi istifade etmiştir.

Milli muharip uçağımız Kaan’dan Hürjet’e, insansız savaş uçağımız Kızılelma’dan Anka-3 ve Atak-2’ye, dünyanın ilk SİHA gemisi TCG Anadolu’dan TCG İstanbul’a, İMECE uydumuzdan Yeni Altay Tankı ve Fırtına Obüsüne birçok kritik projemizin hayata geçirilmesi uluslararası pazarda önemli bir aktör haline gelen Türkiye’nin gücünü simgelemektedir.

“DÜN SAYIN CUMHURBAŞKANIMIZ ABD BAŞKANI BIDEN İLE TELEFON GÖRÜŞMESİ YAPTILAR. BIDEN ‘BUNU EN KISA SÜREDE KONGREYE İLETME HAZIRLIKLARINI YAPTIM’ DEDİ”

ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. ABD ile teknik toplantılar tamamlandı. Ancak bir an evvel olumlu ve somut adımlar atılarak sürecin başlatılmasını beklediğimizi de muhataplarımıza iletiyoruz. Bu konuyla ilgili dün Sayın Cumhurbaşkanımız, ABD Başkanı Biden ile bir telefon görüşmesi yaptılar. Başkan Biden da ‘Bunu en kısa sürede kongreye iletme hazırlıklarını yaptım’ diyerek ifade etmiş. Tedarik sürecinde en önemli husus müttefiklerin birbirine yaptırım uygulamamasıdır. Müttefiklerin, Türkiye’nin küresel ve bölgesel fonksiyonunu iyi anlaması, ona göre bu gibi tahdit uygulamalarından derhal vazgeçmesi gerektiğini her zaman ifade ediyoruz. Güçlü Türkiye’nin, güçlü Türk Silahlı Kuvvetlerinin; güçlü NATO ve güçlü ittifak demek olduğunu hatta güçlü terörle mücadele olduğunu vurguluyoruz. Temenni ediyorum ki önümüzde süreçte somut gelişmeler olacaktır.

“EN ÜST VERSİYON 40 EUROFIGHTER UÇAK ALMA PLANIMIZ VAR”

F-16 tedarik ve modernizasyonu süreci devam ederken üzerinde durduğumuz tek uçak; oldukça etkili olan ve en iyi alternatif olarak gördüğümüz Eurofighter. İlk aşamada 20 daha sonra da 20 olmak üzere en üst versiyon 40 uçak alma planımız vardır. İngiltere’nin bu konudaki desteği ve yaklaşımı diğer müttefiklere örnek olması açısından önemlidir. İspanya da benzer desteği bize vermektedir. Almanya’nın itirazları konusunda; müttefiklik ruhu esaslarında, ortak güvenlik perspektifine uygun seçenek ve kararların alınması doğru bir yaklaşım olacaktır.

Tüm bunların ötesinde asıl hedefimiz, muharip eğitim uçağımız HÜRJET ve 5’inci nesil milli muharip uçağımız KAAN’dır. KAAN’ın; ilk uçuşunun 27 Aralık’ta gerçekleştirilmesi, yerli motorun 2028’de hazır olması ve en geç 2032’de de envantere alınması planlanmaktadır.

Başta deprem bölgelerinde hayatın normalleştirilmesi olmak üzere orman yangınları ve diğer afetlerle mücadele çalışmaları ile insani yardım faaliyetlerine yurt içinde ve dışında ilgili bakanlık ve kurumlarla tam bir koordinasyon içerisinde çalışmalarımız sürdürülmektedir. Türk Silahlı Kuvvetlerimiz tarafından oluşturulan Rezerv Güç ile yangın söndürme çalışmalarına sağlanan destek de aralıksız sürdürülmektedir. Bu çerçevede, Silahlı Kuvvetlerimize ait helikopter ve uçaklarımız tarafından yıl içerisinde bin 369 sorti yapılarak yangınla mücadele çalışmalarına katkı sağladık.”

SORULARI DA YANITLAYAN YAŞAR GÜLER: “YPG’Lİ TERÖRİSTLERLE YAPTIKLARI HİÇBİR FAALİYET KABUL EDİLEMEZ”

Bakan Güler sunumunun ardından soruları yanıtladı. Güler’in yanıtlarından öne çıkanlar şöyle:

“(ABD’nin terör örgütü PKK/YPG ile tatbikat yapması) Bir müttefikimizin bir terör örgütüyle temasta olması bile kabul edilebilecek bir şey değildir. Sonuçta biz NATO’da müttefikiz.

Bizim kimseden çekincemiz yok. Sayın Cumhurbaşkanımız başta olmak üzere NATO ve benzeri toplantılarda söyleyeceklerimizi açıkça dile getiriyoruz. Müttefiklerimizin Suriye’de yaptıklarının kabul edilemez olduğunu her ortamda vurguluyoruz. Kimse bizim zekamızla alay etmesin. YPG’li teröristlerle yaptıkları hiçbir faaliyet kabul edilemez. Daha önce teröristlere helikopter kullanma eğitimi veriyorlar dedim. Yine geçtiğimiz hafta içinde tatbikat yaptılar teröristlerle. Her gelişmeyi yakından takip ediyoruz. Bu durumun kabul edilebilir tarafı yoktur.

(Hisar ve Siper’in hava savunma sistemine katkıları) Günümüzde bir ülkenin hava savunma sistemlerindeki başarısı caydırıcılığının en önemli göstergesidir. Türk Silahlı Kuvvetleri olarak birinci önceliğimiz caydırıcılığımızı en üst seviyeye çıkarmaktır. Bu kapsamda; hem alçak irtifa hem orta irtifa hem de yüksek irtifada sistemlerimizin hepsinin prototipleri tamamlandı. İnşallah önümüzdeki 2-3 yıl içerisinde hava savunma konusunda hiçbir ihtiyacımız olmaksızın tamamen yerli ve milli sistemlerimizle hava sahamızı savunuyor olacağız.

“F-16 MODERNİZASYONUNU ÇOK RAHAT KENDİMİZİN YAPABİLECEĞİNİ DÜŞÜNÜYORUZ”

(ABD’den F-16 tedariki) Türk Silahlı Kuvvetlerinin şu anda envanterinde bulunan uçakları yeterlidir. Ancak biz geleceği düşünmek ve planlamak durumundayız. ABD’den 40 adet F-16 Blok 70 Viper alımı ile 79 adet modernizasyon kiti talep ettiğimiz süreci takip ediyoruz. Mevcut F-16’larımızı modernize etmek istiyoruz. Türkiye’nin etrafındaki hiçbir ülkede TUSAŞ gibi bir kuruluş yok. F-16 modernizasyonunu çok rahat kendimizin yapabileceğini düşünüyoruz. Şu an sorun görmüyoruz, ancak süreç uzarsa savunma ve güvenliğimiz için gerekli her türlü tedbiri gecikmeksizin alırız.

(Eurofighter tedariki) F-16 tedarik ve modernizasyonu süreci devam ederken üzerinde durduğumuz tek uçak; oldukça etkili olan ve en iyi alternatif olarak gördüğümüz Eurofighter. Biz ilk aşamada 20 daha sonra 20 olmak üzere en üst versiyon Eurofighter almak istediğimizi ilettik. Daha önce ifade ettiğimiz gibi İngiltere ve İspanya bu talebe olumlu bakıyor. Bir ülke müttefikliğe aykırı bir şekilde buna karşı çıkıyor. Biz müttefiklerin birbirlerine yaptırım uygulamasını müttefiklik ruhuna aykırı buluyoruz.

Biliyorsunuz asıl hedefimiz 5’inci nesil milli muharip uçağımız KAAN’ı Türk Silahlı Kuvvetleri envanterine almaktır. O döneme kadar Eurofighter alma konusunda bir gelişme olmazsa ve süreç uzarsa zaten böyle bir ihtiyaç da kalmamış olacaktır.

Müttefiklerimizin de kullandığı Eurofighter’ların iyi bir uçak olduğunu ve Hava Kuvvetlerimiz tarafından sorunsuz bir şekilde kullanılacağını değerlendiriyoruz.

“BEKLENTİMİZ KARŞI TARAFIN SÖZÜNÜ TUTMASI VE SOMUT ADIMLAR ATMASIDIR”

(İsveç’in NATO üyeliği onayı için F-16 satışı şart olarak koşulacak mı?) Bizler müttefiklerimizle ilişkilerimizde hiçbir zaman ‘Sen bunu yaparsan ben de bunu yaparım’ gibi tutum ve yaklaşımda bulunmadık. Sayın Cumhurbaşkanımız İsveç’in NATO üyeliği konusunu parlamentoma göndereceğim” dedi ve sözünü tuttu. Beklentimiz F-16 konusunda da bizim yaptığımız gibi karşı tarafın sözünü tutması ve somut adımlar atmasıdır.

“SADECE F-35’LERE SAHİP OLMAK 85 MİLYONLUK TÜRKİYE’YE TEHDİT OLUŞTURMAZ”

(Yunanistan’ın F-35’e sahip olacak olması Türkiye adına olumsuz güç dengesine neden olur mu?) Biz gerçek anlamda Yunanistan ile iyi komşuluk ilişkilerini kurmak istiyoruz. Sadece F-35’lere sahip olmakla 85 milyonluk Türkiye’ye herhangi bir tehdit oluşmaz. Önemli olan caydırıcı bir güce sahip olmaktır. Sn. Cumhurbaşkanımızın liderliğinde caydırıcı gücümüzü artırmayı ve komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmeyi devam ettireceğiz.

(Türkiye’nin Karadeniz’deki tehdit algısı nedir?) Bizim Karadeniz ile ilgili yıllardan beri gelen bir politikamız var. Karadeniz, karadenize sahili olan ülkeler tarafından yönetilmelidir ve sorunlar bu ülkelerce çözülmelidir. Karadeniz bir huzur denizi olarak kalmalıdır. Karadenizdeki bölgesel sahiplilik ilkesini sürdürmeye devam etmeye çalışıyoruz. İhtiyaç olursa müttefiklerimizden yardım isteriz. Ama şuanda bir ihtiyaç yok.

“TUZLA PİYADE OKULU’NDA SORUMLU GÖRÜLEN YÖNETİCİLER DE GÖREVDEN UZAKLAŞTIRILDI”

(Tuzla Piyade Okulu’ndaki iddialar) Tuzla Piyade Okulu’ndaki olay 10 Kasım’da meydana gelen bir hadise. Bir tane öğrenci subayımız, yakasına takması gereken fotoğrafı takmıyor ve ‘toplu iğnem yok onun için takamadım’ gibi bir gerekçe ortaya sürüyor. Ona tepki gösteren başka öğrencilerle aralarında tartışma yaşanıyor. Bu olay sonucu hepsi geçici olarak görevden uzaklaştırıldı. Bu olayla ilgili mahkeme ve Yüksek Disiplin Kurulu’nda verilecek kararları duyuracağız. Sorumlu görülen yöneticiler de görevden uzaklaştırıldı. Bu aşamada olayı yanlış yerlere götürecek yorumlardan kaçınmalı ve adli sürecin sonuçlanması beklenmelidir.

(Suriye ile ilişkiler ne durumda?) Biz bütün komşularımızla iyi ilişkileri sürdürmek, kurmak ve onu devam ettirmek amacındayız. Suriye’de dörtlü toplantılar başlamıştı. Rejimin, BM’nin kendisine yüklediği sorumlulukları var; anayasanın kabulü, halkın onayına sunulması, seçimlerin yapılması gibi… Bu şartlar yerine getirildikten sonra biz de herkes gibi gereğini yapacağız.

Biz Fırat Kalkanı ve Zeytin Dalı Harekatları başlamadan önce çok şey yaşadık. Suriye’den ne kadar tehdit almışız, ne kadar roket saldırısına maruz kalmışız ona bakmak lazım.

600 vatandaşımızı şehit vermişiz. Sadece Zeytin Dalı Harekatı’nda 54 şehidimiz var. Şimdi ‘Suriye’de ne işimiz var’ diye soruyorlar. 600’ün üzerinde vatandaşımızı kaybetmişiz böyle bir şey sorulabilir mi? Anayasa ve seçimler yapıldıktan sonra ve hudutlarımızın güvenliği sağlandıktan sonra gerekeni yapacağız. Ama sınırlarımızın güvenliği sağlanmadan, rejimin verdiği sözler yerine gelmeden kimse bizden bunu beklemesin.

“BÖYLE BİR İHTİMALİN OLMASI MÜMKÜN OLAMAZ”

(İsrail’in Türkiye’ye saldırma ihtimali var mı?) Böyle bir ihtimalin olması mümkün olamaz. Tabi ki Milli Güvenlik Kurulumuz var, gerekli risk değerlendirmeleri yapılıyor ama Türkiye’ye yönelik bir tehdit bulunmamaktadır. Herkes herkesi bilir.

(‘Mağusa’da üs kuracağız’ açıklaması) Biz Kıbrıs’ta bir üstten ziyade gemilerimizi bağlamak için eski bir limanı yenilemek istiyoruz. Oraya sık sık gemilerimiz gidiyor, tatbikatlara katılıyoruz, ziyaretler yapıyoruz ama yarın TCG ANADOLU oraya gitse bağlanacağı iskele yok. Orada eski bir iskele var onu yeniliyoruz.

BEDELLİ ASKERLİK

(Bedelli askerlikte fiyat değişikliği ve kışlasız askerlik söz konusu olur mu?) 2019’da bir kanun çıktı, artık buna herkes uyacak. Bundan geri adım atmamız söz konusu değil. Toplumun her kesimi destek verdi ve meclisin onayıyla çıktı. Bizim askerlik sistemimiz Türkiye’nin garantisidir. Biz hiçbir zaman tamamen profesyonel orduyu istemiyoruz ve düşünmüyoruz. Bunu vatandaşımız da istemiyor. Bizim şuanda ki hedefimiz, yüzde 50 yükümlü, yüzde 50 de profesyonel asker.

“SURİYE’YE GİRMİŞSEK HER ŞEY MASADADIR”

(Suriye’de kara harekatına ihtiyaç var mı?) Biz zaten Suriye’ye girmişsek her şey masadadır demektir. Türkiye bir tehlikeyi görürse ve operasyon yapmamız gerekiyorsa hiç tereddütsüz yapacağımızdan kimsenin şüphesi olmasın.

(Irak’ın kuzeyinde hedefe ulaşıldı mı?) Yapılan operasyonların sınırlarımıza etkisi var mı? 5-6 senedir sınırlarımızda bir tehdit yok. Şırnak’a, Hakkari’ye gidip geliyoruz ve emniyetli olduğunu görüyoruz. Bizim şuanda Irak kuzeyindeki Pençe-Kilit bölgesinde az bir işimiz kaldı. Teröristlerin “kale” diye kazdıkları yerler onların mezarı oluyor. Bir kaç yer daha var ve oraları da onların mezarına çevireceğiz.

(S-400 ne kadar sürede aktive oluyor?) Bu bir savunma silahı. Bize taaruz eden birisi var da savunma silahını kullanmadık mı? Bugün bir ülke “2 saat sonra taaruz ediyorum” diyerek başka bir ülkeye saldırmıyor. Bir savaş durumunda yığınak yapacaksınız, uçaklarınızı kaydıracaksınız, yüzlerce tren, vagon çalışacak, seferberlik vesaire ilan edilecek. Yani kimsenin haberi olmadan bir ülke başka bir ülkeye hava saldırısı yapması çok zor. Biz de ihtiyaç hasıl olduğunda S400’leri kullanmakta tereddüt etmeyeceğimizi defalarca dile getirdik.

“MEDYA İLE HER ŞEYİ ŞEFFAFLIKLA PAYLAŞMAYA VE SONUÇLARINA KATLANMAYA HAZIRIZ. HİÇBİR ŞEYİ SAKLAMAYACAĞIZ”

Bizim yüzde 100 aleyhimize dahi olsa her olayı sizlerle paylaşacağız. Hiçbir şekilde bundan geri adım atmayacağız. Bugün ne Türkiye’de ne de dünyanın herhangi bir ülkesinde hiçbir şeyi saklayamazsınız. Biz medya ile samimi olarak her şeyi şeffaflıkla paylaşmaya ve sonuçlarına katlanmaya hazırız. Hiçbir şeyi saklamayacağız.”

Bir yanıt yazın

E-posta adresiniz yayınlanmayacak. Gerekli alanlar * ile işaretlenmişlerdir